Akupunkturun tarihine bakacak olursak, günümüzden tam 4700 yıl önce (M.Ö. 2597- 2697) Çin’in Sarı krallık döneminde yazılan "Huang Di Nei Jing adlı kitabı günümüzdeki tıp alanında yazılmış en eski kitap olarak bilinir. Akupunktur binlerce yıldır birçok hastalıkta başarılı bir şekilde uygulanmış, MS.1100 yıllarında İbn-i Sina enerji kanalları ve meridyenler üzerine çalışmıştır.
Mısır’da , Arap ülkelerinde ve hatta Eskimolarda bile keskin taşlar, aletler kullanarak tedaviler uygulandığı bilinmektedir. Batı Tıbbında akupunkturun kabul etmesi 16. Yüzyılda Çin’e gönderilen Danimarkalı Willem Ten Ryhne adlı doktorun araştırmalarıyla başlamıştır.
Akupunkturun tarihinde uygur türklerinin önemli rolü vardır. Türklerin akupunkturla tanışmaları çok eskilere dayanır. Uygur türklerinde binlerce yıldır akupunktur tedavileri başarıyla uygulanmış, hatta Doğu Türkistan’dan tüm dünyaya göç eden yüzlerce akupunktur uzmanı hekim, akupunkturu dünyaya ve ülkemize tanıtmışlardır.
Türkiye’de ortalama 60 yıllık bir geçmişi olan akupunktur, Dünya sağlık örgütü ( WHO ) tarafından 1970 yılında 150 hastalıkta etkinliği onaylanarak resmi olarak da kabul görmüştür.
Akupunktur Türkiye’de 29 Mayıs 1991’de Sağlık Bakanlığı tarafından resmi olarak alternatif değil,tamamlayıcı ve bilimsel bir tedavi metodu olarak kabul edilmişt ve yönetmelik, 20885 sayılı Resmi Gazetenin 3-5 sayfalarında yayınlanmıştır.
Bugün Türkiye’de bulunan Tıp Fakültelerinin uygulamalı hastanelerinin birçoğunda akupunktur uygulanmaktadır.
Akupunktur tedavisinde önemli olan yapılacak tedavinin sağlık bakanlığı onaylı, üniversitede resmi olarak en az 500 saat akupunktur eğitimi almış, sertifikalı uzman hekimler tarafından yapılmasıdır.
